Herkes nefret duygusunu kötü bilir aslında nefret en hakiki en gerçek duygudur aşkın, sevginin sahtesi olur ama nefretin sahtesi olmaz. Tabi zararları çoktur her ne kadar gerçek olsa da bu gerçeği değiştiremeyiz.
Peki niçin nefret ederiz, niçin bu kadar affetmeye uzağız?
Nefret kelimesini duyunca insanın ruhu bir karanlığa gömülüyor öyle değil mi? fakat insan olduğumuz için zaman zaman bu duygulara maruz kalabiliyoruz. Nefret etmek, kin duymak elbette güzel bir şey değildir fakat bazen bu kötü duyguya esir olabiliyoruz insanız sonuçta.
Bunun yanında Duyguların en sinsisidir. Yavaş yavaş insanın içine girer ve tüm varlık duygusunu kaplar. Genelde kızgınlık ya da kalp kırgınlığıyla başlayan bu duygu eğer gerçekten kişiyi sardıysa o zaman kurtuluş yok demektir. En keskin ve en keyifli duygu da nefret etmektir elbet çünkü tamamen kontrolsüzdür ve acısızdır☺
“Bir şeyden nefret ediyorsak, kuvvetle muhtemeldir ki o şeyle de sürekli bir etkileşim içinde oluyoruz veya ilgimizi onun üzerine topluyoruz. İnsanlardan nefret etmek yerine onlardan uzak kalırsak, nefretimizi nötrlemiş oluruz ”diye bir söz geçmişti bir kitapta o kadar mantıklı gelmişti ki bana
Birinden ısrarla nefret etmek yerine o kişiden uzaklaşmak sizce de daha mantıklı değil mi?
Nefret duygusu bizler için kıymetli olmalı insan önemsediği kişiden nefret eder o yüzden nefretimizin bile bi kalitesi olmalı öyle değil mi? Her önüne gelenden nefret edilmemeli?
Nefret etmek yerine kendi eksikliklerimizin neler olduğunu bilsek, karşı tarafı suçlamadan, karşı tarafa kötü hisler beslemeden önce kendimizi düzeltmeye çalışsak daha doğru olmaz mı aslında? Çünkü insan bazen kendi yapamadıklarını başkasının yaptığını görünce de o kişi ya da kişilerden nefret edebiliyor. Bu son derece yanlış bir tutumdur. Bunun için bu duygudan bir an önce kurtulmak ve yaşamın güzelliklerini yaşamaya bakmak gerekir.
Kimse ile yarış içine girmeden, kendin için güzel işler yaparsan, başarılı işler yaparsan kimseden de nefret etmezsin. Başkalarının başarılarını da tebrik etmek gerekir ve insanların başarılarını kıskanarak bunu nefrete dönüştürmemek gerek öyle değil mi?